Gezi Rehberleri-Roma
Ana Sayfa
Hakkımda
Albüm
Onur Sayfası
Atatürk Sayfası
Üstün Soyağacı
Ziyaretçi Defteri
İletişim


T.C. Merkez Bankası
Döviz Kurları
Döviz
Alış
Satış
USD
34.1398
34.2013
EUR
37.6516
37.7195
GBP
44.8543
45.0882
SAR
9.0898
9.1062
JPY
23.2620
23.4161
RUB
0.35753
0.36221
 
Hava Durumu

ANKARAANKARA

ANKARA
Site İçeriği
.  Hakkımda
.  Albüm
.  Onur Sayfası
.  Atatürk Sayfası
.  Üstün Soyağacı .  Ziyaretçi Defteri
.  İletişim
.  Genel Hususlar
.  Tarihi ve Güncel Olaylar
.  Gezi Rehberleri
.  Mesajlarım
.  Haftanın Sayfası
.  Kur'an-ı Kerim Meali
.  Türkçe İsimler Sözlüğü
.  Ülkeler
.  İllerimiz
.  E-Kitaplar
.  Soru Cevap  
.  Haberler
Kardeş Web Siteleri
.  www.besahukuk.com
.  www.kalpakogullari.hleve
ntustun.com

.  www.sinavanaliziyap.hlev
entustun.com

.  www.karikmefrusat.com

GEZİ REHBERLERİ (ROMA-İTALYA)

1. *San Marco (İta: Basilica di San Marco):

1. *Caracalla Hamamı (İng: Baths of Caracalla , İta: Terme di Caracalla)

MS 212 – 216 yıllarında Roma’da inşa edilen halka açık banyodur. İmparator Caracalla zamanında yapılmıştır. Günümüzdeki spa yapılarına benzer. O günlerde genelde soyluların banyo yapıp rahatladığı yapılar olan bu tarz banyoların inşa fikrinin Severus zamanında ortaya atıldığı, fakat Caracalla zamanında inşa edildiği bilinmektedir. Baths of Caracalla günümüzde turistik gezilecek bir yerdir.

 

2. *Basilica di San Giovanni in Laterano (Basilica of St John Lateran): 

Roma’daki en eski bazilikalardan biridir. Melchiade döneminde 311 – 314 arasında yapılmıştır. Constantin tarafından yapılmış ve Papa’ya bağışlanmıştır. Yüzyılla boyunca zarar görüp tekrar inşa edilen Basilica St John Lateran’ın günümüzdeki hali Borromi tasarımını yansıtır. Kilise içerisinde beş tane koridor bulunur ve burada eşsiz mozaikler ve heykeller görebilirsiniz.

-------------------------------------------------

 

3. *Domus Aurea : 

Esquiline Tepesi’nde bulunan bir saraydır. Roma’daki büyük yangının ardından İmparator Nero tarafından MS 64 yılında inşa edilmiştir. Rönesans dönemine kadar Domus Aurea’da bulunan sanat eserleri gizli tutulmuş, sanatçılar tarafından kopyalanıp halka sunulmuştur. Bir süre halka açık kalan saray, 2009 yılında tavanında meydana gelen çökme nedeniyle tekrar kapatılmıştır.

 

4. *Kolezyum : 

İtalya denilince akıllara ilk gelen yapı. Roma gezilecek yerler listemizde ilk sırada bulunan Kolezyum MS 72 yılında İmparator Vespasian tarafından yaptırılmış. 

Kolezyum (İng: Colosseum, İta: Colosseo) ya da Flavian amfi tiyatrosu MS 72 yılında İmparator Vespasian tarafından yapılma emri verilen Roma’da bulunan amfi tiyatrodur. Tiyatro, oğlu Titus tarafından 80 yılında tamamlanmıştır. İsmini bir zamanlar buraya yakın bir yerde bulunan İmparator Nero’dan alır. Taş ve demirden inşa edilen Kolezyum, dünyadaki en büyük amfi tiyatrodur ve Roma mimari ve mühendisliğinin en önemli eseri olarak kabul edilir. Orta Çağ’ın başlarında kullanımı durdurulan yapı, günümüze bir kısmı zarar görmüş olarak ulaşmıştır. Depremlerin ve taş çalanların bu zarara neden olduğu düşünülmektedir

Roma Forum’un hemen doğusunda inşa edilen Kolezyum, 55.000 izleyicinin giriş yapabileceği 80 arklık girişlere sahiptir. Tiyatro amacı ile kullanıldığı zamanlarda bu izleyiciler yerlerine sınıf farklarına göre oturtuluyorlardı.

188 metre uzunluğu, 156 metre genişliği ile devasa bir yapıdır. Sadece tiyatro oyunları için değil, hayvan dövüşleri, idamlar ve gladyatör mücadeleleri için de kullanılmıştır. Gladyatör mücadeleleri o günlerde çok popüler olan bir aktivitedir. Genellikle kölelerden, mahkumlardan ve suçlulardan oluşan gladyatörler arasında birkaç kadın gladyatör de vardı. Zengin fakir herkesin izlediği bu mücadeleler kimi zaman imparator tarafından da takip edilmekteydi.

Bir günde birkaç farklı mücadelenin sergilendiği Kolezyum’da kan olan toprak ara ara yenisi ile örtülürdü. Bu organizasyon Hristiyanlığa kadar devam etmiş fakat insan ölümleri nedeniyle sonlandırılmıştır.

Roma İmparatorluğunun ikonik sembolü olan ve turistlerin uğrak noktası olan Kolezyum’un Roma Katolik Kilisesi ile yakın bağlantıları vardır. Papa, Kutsal Cuma (İsa’nın çarmıha gerildiği gün) için meşaleyi Kolezyum etrafındaki alanda ateşler.

İtalyan beş cent bozuk parasının üstünde de görülebilen Kolezyum, del Colosso Meydanı’nda yer almaktadır.

 

5. *Arch of Constantine : 

Kolezyum’un yanında yer alan taktır. 4. yüzyılda dikilmiştir ve dikilmesindeki amaç ilk Hıristiyan İmparator Konstantin’in zaferini anmaktır. 

Arch of Constantine (İta: Arco di Costantino), Kolezyum’dan yürüme mesafesinde olan taktır. Bu iyi korunmuş yapı, 4. yüzyılda dikilmiştir ve dikilmesindeki amaç ilk Hıristiyan İmparator Konstantin’in zaferini anmaktır. Romalılar döneminde zafer kutlamaları için inşa edilen en büyük taktır. Genel tasarımına bakıldığında Septimius Severus Takına (Forum yanında bulunan) benzemektedir. Mimari tarzı ise 3. yüzyıl Roma klasik tarzına pek uymamaktadır.

Kolezyum ve Palatine Tepesi arasında bulunan tak, Roma’da ayakta kalmış en son taktır. 25 metre yüksekliğe sahiptir. Bu yükseklikte hala barbar mahkumların tasvirleri görülebilir. Tak, Roma şehrinin karakteristik yapılarından biridir.

Arch of Constantine, Via Triumphalis’de uzanmaktadır. Burası imparatorların zafer kazandıklarında şehre girdikleri noktadır. Bu yol, Campus Martius ile başlar, Circus Maximus ile devam eder ve Palatine Tepesi etrafında tak ile karşılaşılıp Meta Sudan, Via Sacra ile devam eder.

 

6. *Arch of Titus (İta: Arco di Tito): 

Via Sacra’da bulunan bir taktır. 1. yüzyılda yapılmış olan yapıt, Roma Forumu’nun güneydoğu kısmında bulunur. MS 82 yılında Roma İmparatoru Dominitian tarafından ölen kardeşi Titus’u ve zaferlerini anmak için yapılmıştır. Bu zaferlerden en bilineni MS 70 yılında Kudüs’te gerçekleştirilendir. Arch of Titus, 16. yüzyıldan beri inşa edilen benzer yapılara model olmuştur.

 

7. *Palatino Tepesi

Roma Forumu ve Circus Maximus arasında yer alan büyük arkeolojik bir alandır. Eski imparatorların evleri, taklar, tapınaklar ve ılıcalar burada bulunmaktadır. 

Palatino Tepesi (İng: Palatine Hill), Roma Forumu ve Circus Maximus arasında yer alan büyük arkeolojik bir alandır. Eski imparatorların evleri, taklar, tapınaklar ve ılıcalar burada bulunmaktadır. Efsaneye göre Roma şehrinin kökeni buradadır. Yapılan kazılar da MÖ 1000 yıllarında bile burada yaşamın olduğunu göstermektedir.

Roma’da yer alan yedi tepenin en eski ve en merkezde olanı Palatino Tepesi’dir. Roma Forumu’nun 40 metre üstünde bulunan bu tepe bir yandan da Circus Maximus’a bakar. İsminin etimolojik kökü palace” (saray) kelimesinden gelir. 

 

Palatino Tepesi Giriş Ücretleri

Palatino Tepesi’ne Kolezyum ve Roma Forumu’na da giriş yapacağınız kombine bir bilet ile gezebilirsiniz. Kombine bilet ücreti yetişkinler için 12 Euro’dur.

 

8. *Circus Maximus: 

Roma’nın en eski ve en büyük stadyumudur. İnşa edildiği zamanlarda tekerlekli araba yarışı ve toplu eğlenceler için kullanılmaktaydı. 

Circus Maximus (İta: Circo Massimo), Roma’nın en eski ve en büyük stadyumudur. Bazı kısımları taştan yapılmıştır ve MÖ 46’da Sezar tarafından yapılmıştır. Fakat Circus Maximus’un Tarquini zamanında da kullanılmıştır. Roma’da bulunan bu yer, inşa edildiği zamanlarda tekerlekli araba yarışı ve toplu eğlenceler için kullanılmaktaydı. MS 550 yılına kadar bu amaçlarla kullanıldı. Taş ve tahtadan inşa edilen Circus Maximus iki kez yandı. İkinci kez yanması olayı İmparator Nero’nun Romayı yaktığını söylendiği zamanlara denk gelir.

Aventine ve Palantine Tepeleri arasındaki vadide bulunan yapı antik Roma’da ve sonrasında imparatorluk zamanında ilk ve en büyük stadyumdur. 621 metre uzunluğunda, 118 metre genişliğindeki yapı yaklaşık 150.000 izleyici bünyesinde barındırabiliyordu. Roma İmparatorluğu döneminde ve sonrasında benzer yapılar için model oluşturan Circus Maximus’un bir kısmı yok olmuştur. Günümüzde stattan geriye kalanlar ve alan park olarak işlev görmektedir. 2009 yılının sonlarına doğru doğu çıkışında başlayan kazı çalışmaları daha birkaç yıl devam edecek gibi durmaktadır.

Bölgeye A metro hattı ile “Circo Massimo” durağında inerek ulaşabilirsiniz.

 

9. *Roma Forumu : 

Roma gezilecek yerler listesindeki bir çok antik yapıya ev sahipliği yapan yerdir. MÖ 5. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar en önemli anıtlar buraya inşa edilmiştir. 

Roma Forumu (İng: Roman Forum, İta: Foro Romano) AntikRoma’da şehir merkezidir. MÖ 5. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar en önemli anıtlar buraya inşa edilmiştir. Palatine ve Capitoline Tepeleri arasında bulunur. Bugün Roma Forumu, Mussolini tarafından inşa edilen ve arkeolojik alanı ikiye ayıran Via dei Fori Imperiali adı verilen bir yolla ayrılır. Roma Forumu’nun sahip olduğu bütün alan içerisindeki tapınaklar, binalar ve anıtlar ile dünyadaki en büyük arkeolojik alanlardan biridir.

Dikdörtgen şeklindeki Roma Forumu, Roma şehir merkezinde etrafında eski idari binaların kalıntılarının bulunduğu bir yerdir. Ayrıca çok uzun bir süre Roma toplum hayatının merkezi olmuştur. Antik Roma sakinleri buraları “Forum Magnum” ya da sadece “Forum” olarak adlandırmaktaydı.

Forum içerisinde Settimio Severo Takı, Saturno Tapınağı, Vestali Evi, Mamertine Hapishanesi, Antonio ve Faustina Tapınağı ve Tito Takı gibi eserleri görebilirsiniz. Hayatınızda edinebileceğiniz en iyi tecrübelerden biri burada gezinmektir. Bölgede gezerken kendinizi tarihin içinde yürüyor gibi hissedersiniz.

Antik Roma’nın genişlediği noktada bulunan Roma Forumu, o günlerde ticaret, iş ve adaletin yer aldığı bir yerdi. Şehrin kalbinin attığı bu noktada dini aktiviteler de yapılıyordu. Mimar Vitruvius tarafından inşa edilen forum çok uzun yıllar en önemli toplum olayları için kullanılmıştır. Zamanla Roma İmparatorluğu’nun güzel anıtlar ve mimari eserleri ile doldurulduğu bir yer olmuştur.

---------------------------------------------------------

 

10. *Piazza del Campidoglio : 

Roma’nın en küçük tepesi olan Capitol Tepesi’nde bulunan bir meydandır. Roma Belediyesi ve Capitoline Müzeleri burada bulunur. Meydanın dini önemi inşa edilen tapınaklar ile artmıştır. Günümüzde burada en dikkat çekici nokta Michelangelo tarafından 1537’de inşa edilen meydanın kendisidir. Meydan, St. Peter’s Bazilikasına bakar. Meydanda ünlü “she- wolf” heykeli (Romulus ve Remus) görülebilir.

 

11. *Vittorio Emanuele II Abidesi

Roma gezilecek yerler listesinde yer alan bir diğer önemli yer. Ulusal bir anıt olan yapı İtalya’nın birleşmesi anısına yapılmıştır. 
Altare della Patria (Vittorio Emanuele II Abidesi, İng: Monumento Nazionale a Vittorio Emanuele II), Roma Piazza Venezzia’da yer alan bir abidedir. Ulusal bir anıt olan Altare della Patria, birleştirilmiş İtalya’nın ilk kralı olan Victor Emmanuel ve İtalya’nın birleşmesi anısına yapılmıştır. Piazza Venezia ve Capitone Hill arasında yer alır. 1885 yılında Giuseppe Sacconi tarafından tasarlanan anıt 1911 yılında açılmış ve 1925 yılında tamamlanmıştır.

Bu anıtın inşası için civardaki birçok yapı kaldırılmıştır. Kaldırılan yapılar arasında Tower of Paul III (III. Paul Kulesi), Palazzo Venezia’yı bağlayan köprü ve tepenin eteklerinde bulunan diğer birkaç bina da vardır.

Neoklasik mimari özelliklerinin görülebileceği Altare della Patria’da bulunan iki çeşme, Adriyatik kıyısındaki Lion of San Marco ve Tyrrhenian kıyılarını temsil etmektedir. Bu abidenin projesi Angelo Zanelli tarafından yapılmıştır.

Altera della Patria, Botticino, Brescia’dan getirilen beyaz mermer ve Corinthian sütunlarından inşa edilmiştir. Abide 135 metre genişliğinde ve 70 metre yüksekliğindedir. Yapının alt kısmında Italya Birleşme Müzesi (Museum of Italian Reunification) bulunmaktadır. 2007 yılında Altare della Patria’ya panaromik bir asansör eklenmiştir. Böylelikle ziyaretçiler buraya çıkarak Roma’yı 360 derecelik bir açıdan görebilirler.

 

12. *Piazza Venezia :

Roma gezilecek yerler listesindeki bir diğer önemli meydandır. Şehrin en harekeli noktalarındandır. *Vittorio Emanuele II Abidesi burada yer alır. 

Piazza VeneziaRoma’nın geometrik merkezinde yer alan bir meydandır. Venezia Meydanı, Kardinal Venezia’dan almıştır adını. Kardinal, 1455 yılında kendi sarayı olan *Palazzo Venezianın inşa emrini vermiştir. Piazza Veneziaise bu saraya yakındır. 1882 yılında yenilenen meydan bugünkü yerine taşınmıştır. Roma’nın en popüler meydanlarından biridir. Campidogli Meydanı’nın yakınındadır. Capitone Tepesinin eteklerinde yer alır. Meydandaki anıt Roma Forumu‘na bakar. 

Meydanda, sarayın karşısında eski binaların yerine geçen Assicurazioni Generali (Sigorta şirketi) görülebilir. Piazza Venezia’nın solunda Victor Emanuel IIin etkileyici heykeli vardır. 1855 – 1911 yılları arasında İtalya’nın birleşmesini kutlamak amacıyla yapılmıştır.

Kuzey kısmında ise Palazzo Bonaparte (Bonapart’ın annesinin evi) mevcuttur. ayrıca Palazzo delle Aste de buradadır. Palazzo Venezia’ya yakın bir başka yapı da *San Marco Kilisesi’dir. Bu kilise 1792’de restore edilmiş ve 1833 yılında yenilenmiştir. 2009 yılındaki metro kazılarında Hadrian ile ilgili kalıntılar bu meydanda bulunmuştur.

Bölgeye 40 numaralı otobüsle gelebilir ve Piazza Venezia durağında inebilirsiniz. Günümüzde turistlerin uğrak yeri olan meydan bir zamanlar Papa’nun halka seslendiği balkonu, ihtişamlı heykelleri ile modern sokak sanatçılarını bir arada görebileceğiniz bir yer. Geceleri özel ışıklandırması ile daha da güzelleşen meydan gece gündüz ziyaretçi çekmektedir.

 

13. *Trajan’s Market (İta: Mercati di Traiano):

Dünyanın en eski alışveriş merkezi olarak düşünülen yerdir. Roma’da bulunur ve kalıntıları görülebilir. Via dei Fori Imperiali’de Kolezyum’un karşısındadır. Kalan kısım ve yapılardan Trajan’s Forum’un iç parçalarıdır ve burası Antik Roma’yı yansıtır. Büyük ihtimalle MS 100 – 110 yılları arasında Damascus tarafından inşa edilmiştir. Orta Çağ’da binaya katlar eklenmiştir.

 

14. *Traianus Sütunu (İng: Trajan’s Column, İta: Colonna Traiana):

Bir zafer sütunudur. Roma İmparatoru Trajan’ın Dakyalı Savaşlarında elde ettiği zaferi anmak için yapılmıştır. 30 metre uzunluğundaki sütun 20 kısımdan oluşur ve toplamda 53.3 ton ağırlığında mermerden yapılmıştır. Sütuna 1587 yılında Papa Sixtus V’nın isteği üzerine St. Peter’ın bronz bir heykeli eklenmiştir ve bu hala görülebilir.

-----------------------------------------------------------

 

15. *Piazza Campo Dei Fiori : 

Tiber Nehri ve Navona Meydanı arasındaki bir meydandır. Sabahları taze meyve, sebze ve çiçeklerin satıldığı pazarı ile ünlüdür. 

Campo Dei Fiori, Tiber Nehri ve Navona Meydanı (Piazza Navona) arasındaki bir Roma meydanıdır. Efsaneye göre meydan ismini Pompeo’nun sevdiği kadın Flora’dan almıştır. “Fiori” İtalyanca’da “çiçek” anlamına gelir. İsim aslında Orta Çağ’da, alan hala çayır çimenlikken verilmiştir. Başka bir inanışa göre ise meydana bu ismin verilmesinin nedeni verimsiz olan bu alanın verimli ve renkli hale getirilmesidir.

Campo Dei Fiori her zaman renklidir çünkü her zaman çiçeklerle bezelidir. Geceleri bar ve restoranları ile ünlü olan meydan, sabahları taze meyve, sebze ve çiçek alabileceğiniz bir yerdir.Campo Dei Fiori, Antik Roma’da “Venüs Victrix Tapınağı” ve “Pompey Tiyatrosu”nun olduğu yere yapılmıştır.

Parione bölgesinde bulunan değerli kısımlardan biridir. Geceleri ve gündüzleri farklı hallere bürünen meydan, her iki durumda da aslında sanat arka planını barındırır.

Bu renkli meydan tarih içerisinde yarışlara, idamlara ve diğer değişik ve önemli organizasyonlara ev sahipliği yapmıştır. Meydan ayrıca Giordano Bruno’nun heykeli ile meşhurdur. Giordano Bruno fikirleri nedeniyle yakılmış bir filozoftur. İdam edilen Bruno’nun heykeli de bu idamları simgelemektedir. 1888 yılında yapılan bu heykel filozofun tam da idam edildiği noktaya konulmuştur.

 

16. *Piazza Navona :

Roma gezilecek yerler listemizdeki en önemli meydanların başında gelir.  Tüm Roma meydanları içerisinde hayatının en canlı yaşandığı yerlerdendir.

Piazza Navona Roma’daki en ünlü meydanlardan biridir. Eski bir stadyum şeklinde inşa edilmiştir. Romalılar döneminde bu alan Dominitian Stadyumu olarak kullanılmaktaydı ve 30.000 kadar izleyici alma kapasitesine sahipti. Piazza Navona da bu stadın ölçülerinde ve şeklinde inşa edilmiştir.

Rüzgarlı sokaklardan ve tarihi merkezlerden birden Piazza Navona’ya çıkarsınız. Şehrin göbeğinde bulunan bu yer mimarisi ve uyumlu sanat eserleri ile göz alıcı güzelliktedir. Tüm Roma meydanları içerisinde Piazza Navona, Roma hayatının en canlı yaşandığı yerlerdendir. Uzun bir süre buluşma noktası olarak kullanılan meydan, ayrıca pazarlara, yarışlara ve farklı organizasyonlara ev sahipliği yapmıştır.

Piazza Navona, barok tarzının baş yapıtı olarak kabul edilir. Meydanda mimar Gian Lorenzo Bernini’nin “Dört Nehir Çeşmesi”, Francesco Borromini ve Pietro da Cortona’nın çalışmaları vardır.

Bir efsaneye göre bu meydan Bernini ve Borromini’nin rekabetini sembolize etmektedir. Bernini nehir tanrıları ile paganizmi yansıtırken Borromini aynı meydanda kilise ile Hrıstiyanlığı temsil etmektedir. Günümüzde yaya geçişine açık olan Piazza Navona, Fountain of Four Rivers (Dört Nehir Çeşmesi) ve bunun tam karşısında *Sant’Agnese Kilisesine sahiptir. Bu çalışmaların hepsi barok tarzını yansıtır.

 

Özellikle geceleri kokteyl barları, restoranları ve gece kulüpleri ile çok daha çekici hale gelir Piazza Navona . Günümüzde açık hava kafeleri ve mevsimsel fuarları ile daha da hareketlenen meydanda düzenlenen en ünlü fuarlar Aralık ve Ocak ayındaki oyuncak ve beşik satışının yapıldığı organizasyonlardır. Yazın ise ressamlar, karikatüristler ve falcılar meydanı daha renkli hale getirir. Bir zamanlar akrobatların ve hokkabazların bulunduğu yerlerde günümüzde hala renkli kişilikler görülebilir. Meydandaki eğlence ruhu hiç bitmez.

 

17. *Pantheon : 

Antik Roma döneminden kalan ve en iyi şekilde korunmuş bir tapınaktır.  Panteon (İng: Pantheon), Antik Roma döneminden kalan ve en iyi şekilde korunmuş bir tapınaktır. Navona Meydanı‘na yakındır. Pagan Roma tanrılarına adanan tapınak, MS 118 – 125 yılları arasında inşa edilmiştir. Yapı, İmparator Hadrian tarafından yapılmıştır ve yapılış amacı Augustus’un arkadaşı ve komutan Marcus Agrippa’nın MS 80 yılında yanan Panteon’unun yerine geçmektir.

Panteon’un giriş kısmında Latince yazılmış Marcus Agrippa’ya itfah edilen bir yazı görülebilir. Yazıda M. Agrippa, Lucius’un oğlu, üç kez konsül olan kişi yapmıştır. Yazmaktadır. Yazının üst kısmında bir boşluk vardır. Burada önceden Titanların savaşını gösteren figürlerin olduğuna inanılmaktadır. Girişteki büyük bronz kapılar ise daha önce altın ile kaplıydı fakat zamanla kayboldu ve yerini bronz olanlara bıraktı.

Panteon’u bu kadar etkileyici kılan en önemli özellik hiç şüphesiz ki eşsiz mimarisidir. Arklar sekiz kısımda biter, kubbe ise farklı arklar tarafından desteklenmektedir. Binanın ağırlığını kaldırmak için bu arklardan faydalanılmıştır. Romalılar mimaride kullanılan malzemelerin ağır olduğunun farkındaydı. Bu nedenle kubbede daha hafif malzeme kullanmışlardır. En ağır inşa malzemesi ile taban için kullanılmıştır.

Girişin iki kısmında Augustus ve Agrippa’nın heykelleri bulunmaktadır. Yapının iç dizaynı ise gelenek ile yeniliği birleştirmiştir. Panteon’da yer alan iki gözden yağmur girer. Fakat harika tasarım ile bu su hemen akar gider.

Bir efsaneye göre burada yer alan Roma’nın kurucusu Romulus’un heykelinin yerinde bulunan heykel bir kartal tarafından alınmıştır ve ölümünden sonra Cennete, tanrıların arasına gönderildiğine inanılır.

Döneminde harika mimari planlar yapmasına karşın Hadrian hiçbir yapıya kendi ismini vermemiştir. Sadece bir tanesini babası Trajan adına yapmıştır. Panteon’un Marcus Agrippa’ya adanmasının nedeni budur.

Panteon’un esas kullanım amacı bilinmemektedir. Tapınak olarak sınıflandırılır fakat Roma’daki diğer tapınak yapılarından farklıdır. Panteon günümüze kadar oldukça korunmuş bir halde gelmiştir. Bunun nedeni ise İmparator Phocas’ın yapıyı Papa Boniface VII’ya vermesi o günden günümüze kilise olarak kullanılmasıdır. Yapıldığı tarihten bugüne aktif olarak kullanılan bir yapıdır.

 

18. *Piazza Colonna : 

Roma gezilecek yerler listesindeki bir diğer meydandır. Roma’nın tarihi merkezinde yer alır. Meydanın inşası Papa Sixtus V tarafından emredilmiştir. Ünlü Via del Corso, bu meydanın doğudaki sonundan güney – kuzey yönünde geçer. Piazza Colonna’da “Palazzo Chigi” ve “il Tempo” gazetesi görülebilir. Ayrıca meydanda dikkati çeken bir başka yapı 1589 yılında yapılan Saint Paul’un bronz heykelidir.

 

19. *Via Del Corso : 

Piazza Venezia’yı Piazza del Popolo’ya bağlayan bir yoldur. 1467 yılında Papa II’nin ana bazilikalara giden yoldaki trafiği rahatlatmayı amaçlaması ile yapılmıştır. 

Via del Corso ya da kısaca bilindiği haliyle Corso, Roma’da Piazza Venezia’yı  Piazza del Popolo Meydanı’na bağlayan yoldur. Bu mesafe 1.6 kilometredir. Antik Roma zamanında “Via Lata” olarak bilinen yol, 1467 yılında Papa II’nin yolu düzeltmesi ve ana bazilikalara giden yoldaki trafiği rahatlatmayı amaçlaması ile yapılmıştır.

Eskiden geniş bir cadde olarak düşünülen ve kullanılan Via del Corso bugün 10 metre genişliğindedir. Sadece iki yönlü trafiğe ve iki yönlü yaya geçişine açıktır. Kuzey kısmı yayalar içindir. Günümüzde bu sokak ünlü dükkanların bulunduğu bir yerdir.

Corso genelde kuzey – güney yönünde akar. Kuzeyde şehrin kuzey kapısı olan Porta del Popolo ve Piazza del Popolo Meydanı‘na, şehrin kalbi Piazza Venezia’ya bağlanır. Piazza del Popolo’da Via del Corso iki kilise ile birleşir.

Bu kiliseler Santa Maria dei Miracoli ve Santa Maria in Montesanto’dur. Bölge ismi 15. yüzyıldan itibaren bu yolun “corsa dei barberi” adı verilen bir at yarışından gelir. Bu yarışta üstünde insan olmayan atlar yılda bir kez düzenlenen yarışa katılıyorlardı. Günümüzde ise Via del Corso insanların birbirini görmek ve görünmek için kullandığı popüler bir noktadır.

 

20. *Trevi Çeşmesi : 

Roma’daki en büyük ve en ünlü barok tarzı çeşmedir. Aşk Çeşmesi olarak da bilinen yapı Trevi Meydanı’nda bulunuyor.

Trevi Çeşmesi (İng: Trevi Fountain, İta: Fontana di Trevi), Roma’daki en büyük ve en ünlü barok tarzı çeşmedir. 25.9 metre yüksekliğinde ve 19.8 metre genişliğindedir. 1732 yılında Nicola Salvi tarafından tasarlanan çeşme 1762 yılında tamamlanmıştır. Bu çeşme, Trevi Meydanı’nda bulunur. Özellikle Türk gezginler tarafından Aşk Çeşmesi adı ile bilinir.

17. yüzyılda Papa Urban VIII, Bernini’den çeşmenin yenilenmesini istemiştir. Fakat Papa’nın ölümünden sonra bu proje gerçekleştirilmemiştir. Bernini sadece çeşmenin yönünü Quirinal Sarayı’na doğru çevirerek Papa’nın bu görüntünün tadını çıkarmasını sağlamıştır.

MÖ 19. yüzyılda inşa edilen bir su kemeri olan Aqua Virgo’nun sonuna inşa edilmiştir. İsmini bundan ve üç sokağın birleşim noktasında olmasından almıştır. Büyük dikdörtgen şeklindeki çeşmenin havuz kısmı da mevcuttur.

Trevi Çeşmesi üstündeki temel figür deniz tanrısı Neptün’dür. Neptün’ün iki yanında iki tane Triton vardır. Birisi bir deniz atına diğeri daha sakin bir hayvana liderlik ederken görülür. Bu ise denizin değişen halini sembolize eder. Çeşmenin ilk katlarından birinde bulunan kız figürü ise su kemerine adını veren bakireyi temsil etmektedir. Kayalık bir kısmı da olan deniz kenarı Trevi Çeşmesi’nde canlandırılmaya çalışılmıştır. Figürler arasında Poseidon’un bir arabayı sürerkenki hali de vardır. Dört sütununda soldan sağa şu alegorik heykeller vardır: Meyve Bolluğu”, “Tarlaların Verimliliği”, “Sonbaharın Zenginliği ve Bahçelerin Zenginliği”.

Bir tiyatro sahnesine benzeyen Trevi Çeşmesi, Roma’da çekilen birçok filmin yıldızı olmuştur. Three coins in a Fountain”, “Roman Holiday”, “La Dolce Vita gibi filmler buna örnektir.

Efsaneye göre çeşmeye bozuk para atan kişi bir gün Roma’ya dönecektir. Atılan bu paralar belirli aralıklarla toplanarak yardım kuruluşlarında kullanılmaktadır. İnanışa göre sağ elle sol omuz üstünden Trevi Çeşmesi’ne para atmak kişiye iyi şans getirir. Bir bozuk para atmanın bir gün Roma’ya dönüleceğine, iki tane bozuk para atmanın Romalı güzel bir kıza aşık olunacağına, üç tane bozuk para atmanın ise Roma’da birisi ile evleneceğine işaret ettiğine inanılır. Turistlerin Roma’da mutlaka ziyaret ettikleri Trevi Çeşmesi özellikle öğle saatlerinde o kadar kalabalıktır ki fotoğraf çektirecek yer bulmak bile zordur.

 

21. *Palazzo del Quirinale (İng: Quirinal Palace): 

Roma’da bulunan tarihi bir binadır. Sadece “Quirinale” ya da “Quirinal Palace” olarak da bilinir. Bu tarihi bina günümüzde İtalya Cumhuriyeti Başkanı’nın yaşadığı yerdir. Roma’daki en yüksek tepe olan Quirinal Tepesi üstündedir. Bugüne kadar tarihi yapı otuz papa, dört kral ve on bir devlet başkanına ev sahipliği yaptı.

----------------------------------------------------

 

22 *Museo nazionale romano (Roma Ulusal Müzesi) (İng: National Museum of Rome): 1981 yılında devlet tarafından açılan müzedir. İlk katında Romalı sanatçıların Yunan Helenistik döneminden esinlenerek yaptığı heykeller vardır. Bunların arasındaki en önemli parçalar il Generale di Tivoli, La Fanciulla di Anzio ve Efebo’dur. İkinci katında farklı yapılardan alınmış dekoratif mimari eserler bulunur. Burada ayrıca Grottarossa’nın mumyası görülebilir.

 

23. *Santa Maria Maggiore : 

Roma’daki dört patriarkal bazilikadan biridir. Papa Liberio’nun 05.08.356 tarihinde rüyasında Meryem Anayı gördüğü ve emri bu yüzden verdiği söylenmektedir. 

Santa Maria MaggioreRoma’daki dört Patrikal bazilikadan biridir. İnşa emri Papa Liberio tarafından verilmiştir. Papa’nın 5 Ağustos 356 tarihinde rüyasında Meryem Anayı gördüğü ve emri bu yüzden verdiği söylenmektedir. Rüyasında Meryem Ana’nın kar yağarken bazilikanın nereye inşa edileceğini gösterdiğine inanılır. 5 Ağustos’ta gerçekten de kar yağdığı başka bir efsanedir. Hatta bazilikanın diğer adı “Saint Mary of Snows” (Karların Meryem Azizi) dir. Fakat Santa Maria Maggiore aslında Sisto III tarafından yapılmıştır ve Meryem’in anneliğine adanmıştır.

9. yüzyılda inşa edilen Santa Maria Maggiore Bazilikası, Esquilino Tepesini taçlandırır. Yapımında tonlarca altın ve etkileyici mozaikler kullanılmıştır. 40 tane monolitik mermer ve granit sütundan oluşur. Piramit şeklindeki çan kulesi 1300 lerde yapılmıştır ve 75 metre uzunluğu ile Roma’daki en uzun çan kulesidir.

1500 lerde ise yan şapeller yapıya eklenmiştir. Santa Maria Maggiore Bazilikası’nın arka tarafında mimar Carlo Rainaldi tarafından tasarlanan ve Gian Lorenzo Bernini tarafından yardım edilen bir alan vardır. Esquilino Meydanı’ndaki obelisk ise Augustus’un mozalesindendir ve Papa Sisto I’nın isteği üzerine 1587 yılında dikilmiştir.

Roma’daki dört patriarkal bazilika şunlardır: Santa Maria Maggiore, St. Peter’s, St. Paul’s ve St. John. Santa Maria, şehirdeki en eski mimari örneklerden biridir. Eğer Corpus Domini (Corpus Christi) yani Paskalyadan sonraki 8. Pazar Roma’da iseniz Papa tarafından yönetilen ve San Giovanni’de başlayıp Via Merulana’dan Santa Maria Maggiore’ye kadar süren bir akşam ayini vardır. Papayı yakından görmek ve bu aktiviteye iştirak etmek için harika fırsattır.

---------------------------------------------------

 

24. *Via Veneto : 

Roma’daki ünlü sokaklardan biridir. Sadece ünlü olmayan bu sokak ayrıca pahalılığı ile de bilinir. İsmini Vittorio Veneto Savaşı’ndan alır. 

Via Veneto ya da Via Vittorio Veneto, Roma’daki ünlü sokaklardan biridir. Sadece ünlü olmayan bu sokak ayrıca pahalılığı ile de bilinir. İsmini Vittorio Veneto Savaşı’ndan alır. I. Dünya Savaşı’ndan sonra bu mücadeleyi hatırlamak için bu isim verilmiştir.

19. yüzyılın sonlarında cadde yeniden tasarlanmıştır. Bu, sokağın 1960 – 1970’lerde daha ünlü olmasını ve cadde boyunca yer alan kafeler ve dükkanlar ile bir merkez haline gelmesini sağlamıştır. 1980’lerde bir durgunluk yaşayan Via Veneto günümüzde tekrar eski canlılığını yakalamıştır. Caddede yürürken ünlü mağazalarda alışveriş yapabilir, en ünlü Roma restoranlarında yemek yiyebilir ve şehirdeki en şık gece kulüplerinde bir şeyler içebilirsiniz. Artık Roma’nın en güzel otellerinden bazıları buradadır. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği de bu sokaktadır.

Via Veneto, ünlü Cafe de Paris ve Harry’s Bar’a ev sahipliği yapar. Ayrıca sokağın bu kadar ünlü ve ölümsüz olmasını sağlayan Federico Fellini’nin “La Dolce Vita” filmidir. 1960 yapımı klasik film cadde çevresinde geçmektedir.

 

25. *İspanyol Merdivenleri :  

1725 yılında açılan ve Trinita dei Monti Kilisesine çıkan merdivenlerdir. Fransız kilisesi ile ünlü Spagna Meydanı’nı birbirine bağlar. 

İspanyol Merdivenleri (İng: Spanish Steps, İta: Piazza di Spagna), 1725 yılında açılan ve Trinita dei Monti Kilisesine çıkan merdivenlerdir. 1723 – 1726 yılında Roma‘da yapılan merdivenler Francesco de Sanctis tarafından tasarlanmıştır. Fransız kilisesi Trinita dei Monti ile ünlü Spagna (İspanya) Meydanını birbirine bağlar.

Kelebek şeklindeki dizaynı ile İspanya Meydanı, dünyadaki en ünlü şekillerden biridir. Roma barok stilini yansıtan bu meydan, Rönesans döneminde daha çok popüler bir yerdi. Eski yazarların ve sanatçıların buluşma noktası olan meydanda ayrıca çok şık oteller de bulunmaktaydı. 17. yüzyılda Trinita dei Monti Kilisesi’nin adı meydana verilse de sonrasında İspanya elçisinin burada yaşamasıyla yine “İspanya Meydanı” adını almıştır.

Merdivenlerin önündeki “Barcaccia” olarak bilinen bot şeklindeki çeşme, Papa Urbano VII’nın oplu Bernini’ye verdiği emirle Fransız kralı ile yapılan anlaşmanın anısına yapılmıştır. Pietro Bernini ve Gian Lorenzo tarafından inşa edilen bu çeşme de meydanın tamamlayıcı unsurlarındandır. Lorenzo sonrasında da Roma’da barok tarzı birçok esere imza atmıştır. Ayrıca Barcaccia’nın yapılışının bir başka amacı Tiber Nehrinde 1598 yılında meydana gelen sel felaketini anmaktır. İspanya Meydanı’ndaki Via dei Condotti, Via Frattina, Via Borgognona ve Via del Babuino gibi sokaklardan lüks dükkanlara çıkar. Merdivenlerin hemen bitiminde sizi bekleyen faytonlar ile gezinmek de güzel bir tecrübe olabilir. İspanyol Merdivenleri yazın yılda bir kez olmak üzere ünlü bir moda şovuna ev sahipliği yapar ve basamaklar catwalk için kullanılır.

En görkemli Roma sokakları İspanya Meydanı’na çıkar. Burada ve yakınlarında Prada, Gucci, Valentino gibi moda devi markaları bulabilirsiniz. Eğer alışveriş için iyi bütçe ayırdıysanız burası sizin için ideal!

Her mevsimde ziyaretçisi olan İspanyol Merdivenleri’nin en güzel bahar aylarında olduğu düşünülür. Merdivenleri kaplayan renk renk çiçekler ile harika bir görüntü sunar. İnsanların hem dinlendiği hem de sanatın tadını çıkardığı bir noktadır.

İspanyol Merdivenleri ve civarına metro A hatta ile Spagna” istasyonundan kolayca ulaşabilirsiniz.

 

26. *Via Condotti : 

Roma’daki en ünlü ve en güzel caddelerden biridir. Günümüzde kıyafet, deri, mücevher gibi ürünlerin satıldığı ünlü markaların olduğu bir yerdir. 
Via Condotti Roma’daki en ünlü ve en güzel caddelerden biridir. Şehir merkezinin kuzeyinde yer alan bu cadde,Via del Corso’dan Spain’s Square (İspanya Meydanı)’e gider. Günümüzde Via Condotti kıyafet, deri, mücevher gibi ürünlerin satıldığı ünlü markaların olduğu bir yerdir. Özellikle hafta sonları gezmeyi ve vitrin seyretmeyi seven turistler ile daha da kalabalık hale gelir. Bulgari’nin açılışı ile 1905 yılında bu sokak modanın merkezi haline gelmiştir. Şimdi, ayrıca Valentino, Armani, Hermes, Fendi, Louis Vuitton, Dolce & Gabbana, Prada gibi tasarımlar Via Condotti’de görülebilir. İspanyol Merdivenleri‘nin yakınında olması da turist çekmesinde bir başka faktördür.

 

27. *Caffe Greco (Via Condotti’de)

1760 – 86 yılları arasında Roma, İtalya’da açılan bir kafedir. Via dei Condotti’de bulunur. Büyük ihtimalle Roma’da bilinen en eski ve en bilinen barıdır. Ondan daha eski olan tek yer 1720’de Venedik’te kurulan Caffe Florian’dır. Günümüzde yazarların, politikacıların, sanatçıların ve tanınmış insanların uğrak yeri olan Caffe Greco tarih içerisinde Casanova, Goethe, Franz Liszt, Andersen gibi isimleri de ağırlamıştır.

 

28. *Piazza Del Popolo :

Roma gezilecek yerler listesindeki en büyük meydandır. Orijinal şeklini Fransız asıllı Romalı mimar Giuseppe Valadier 1809 – 1816 yılları arasında vermiştir. 

Piazza del Popolo, şehrin kuzey girişinde bulunan meydandır. Roma’daki en büyük meydandır. Kimi zaman pop konserlerine, siyasi olaylara, gösterilere ve yeni yıl kutlamalarına ev sahipliği yapar. İkiz kiliseler “Santa Maria dei Miracoli” ve “Santa Maria in Montesanto” burada kuzeyden gelenler için güzel bir görüntü oluşturuyordu.

Piazza del Popolo, Avrupa’daki en güzel meydanlardan biri olarak düşünülür. Meydan zamanla genişletilmiştir ve Papa Sixtus V’ın emri ile Via di Ripetta ve Via del Babuino isimli iki tane cadde eklenmiştir. Piazza del Popolo’ya orijinal şeklini Fransız asıllı Romalı mimar Giuseppe Valadier 1809 – 1816 yılları arasında vermiştir.

Bu meydan üç önemli alışveriş caddesinin kesiştiği noktada bulunmaktadır. Bu caddeler şunlardır: Via del Corso, Via del Babuino ve Via di Ripetta.

Piazza del Popolo 1834 yılında Valadier tarafından tekrar inşa edilmiştir. Valadier, meydana bir obelisk ve dört havuz eklemiştir. Bu obelisk, Augustus zamanında Mısır üzerinde kazanılan zaferi kutlama amacıyla Roma’ya getirilen ilk obelisktir. Orijinal yeri Circus Maximus olmasına rağmen sonra buraya yerleştirilmiştir.

-----------------------------------------------------

 

29. *Galleria Borghese : 

Villa Borghese’de yer alan ve 15. yüzyıldan 18. yüzyıla antik mozaik, heykel, oyma ve resimlerin bulunduğu bir galeridir. Koleksiyon, kardinal Scipiona Borghese tarafından 17. yüzyılda oluşturulmuştur. Giovanni Bellini, Titian, Caravaggio, Antonello da Messina, Raphael, Correggio gibi isimlerin baş yapıtlarını içerir. A metro hattı veya birçok otobüs hattı ile Galleria Borghese’e ulaşılabilir.

-------------------------------------------------

 

30. *Castel san’t Angelo :  

İmparator Hadrian için MS 130 – 139 yılları arasında inşa edişmiş bir kaledir. Ayrıca papanın evi ve hapishane olarak da kullanılmıştır. 

Castel Sant’angelo (İta: Mausoleo di Adriano), İmparator Hadrian için MS 130 – 139 yılları arasında Roma‘da inşa edişmiş bir kaledir. Ayrıca papanın evi ve hapishane olarak da kullanılmıştır. Fatih Sultan Mehmet Han’ın oğlu Cem Sultan da hapishanede mahkum edilenler arasında bulunmaktadır. Önceki papalar tarafından tehlike durumlarında korunma amaçlı buraya saklanılmıştır. Castel Sant’angelo’yu Vatikan’a bağlayan gizli alt geçit hala burada bulunmaktadır. Orta Çağ’da şehrin kuzey girişini korumak için kaleye dönüştürülmüştür.

Eski dönemlerde çok trajik olaylara ev sahipliği yapmıştır Castel Sant’angelo. Örneğin, davaların bakılıp idamların yapıldığı bu yerde idam edilen kişinin başı günlerce ibret olsun diye köprüden sallandırılmıştır! Küçük, nemli, havasız hücrelerde mahkumlar açlık, susuzluk ve hastalıktan ölmüştür. Benvenuto Cellini, Cagliostro ve Giordano Bruno, Campo dei Fiori Meydanı’nda yakılmadan önce burada hapis yatmıştır. İtalya’nın yapısının değişmesi ile burası da askeri bir merkez haline dönüştürülmüştür.

Tiber nehri kıyısında yürürken ve Sant’angelo Köprüsünden geçerken bu kaleyi görebilirsiniz. Günümüzde birçok sergiyi barındıran bir müze haline dönüştürülen yapıda bir efsaneye göre uzun bir koridordan sonra Roma İmparatorlarının küllerinin olduğu bir odaya ulaşılır. Bu odadan yukarı terasa çıkıldığında Archangel’in orijinal bir heykeli bulunur. Diğer bölümler arasında Hall of Apollo (Apollo Salonu) ve Clement VII’nın özel odalarını görmeniz önerilir.

Kale içerisindeki National Museum of Castel Sant’angelo (Castel Sant’angelo Ulusal Müzesi) kalenin tarihini gözler önüne serer. Rönesans resimlerinden antik askeri silahlara kadar birçok şeyin sergisi vardır. Kale içerisinde yaklaşık 400 fit uzunluğunda spiral şeklinde bir rampa vardır. “Tosca” oyununun son sahnesinde karakter kendini buradan atmaktan vazgeçer ve gidip kahve içmeye karar verir.

 

31. *San Pietro Meydanı: 

Vatikan’ın ana meydanı olan San Pietro, 1656 – 1667 yılları arasında Bernini tarafından tasarlanan bir meydandır. 284 sütun ile çevrilidir. 
San Pietro Meydanı (Aziz Petrus Meydanı, İng: St Peter’s Square , İta: Piazza San Pietro), 1656 – 1667 yılları arasında Roma‘da Bernini tarafından tasarlanan bir meydandır. Papa Alexander VII tarafından yapımı desteklenen meydan büyük bir elips şeklindedir. St. Peter Bazilikası‘na ulaşırken geçilen San Pietro Meydanı 284 sütun ile çevrilidir. 1950 yılında daha geniş bir yol ile meydanın gördüğü alan daha da güzel hale getirilmiştir.

San Pietro Meydanı ’nda bulunan obelisklerin yanında iki tane güzel çeşme bulunmaktadır. Bunlar Bernini ve Mademo tarafından yapılmıştır. Bu meydan Hrıstiyan dünyasının en büyük bazilikası olan St. Peter’a ev sahipliği yapar. Ayrıca dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan’ın sembollerindendir. Devasa meydanda yer alan kuzey – güney noktaları üstünde durulduğunda art arda olan üçer sütun tek sütun gibi gözükecek şekilde tasarlanmıştır.

Günümüzde bu meydan Papa’nın halka seslendiği ve diğer bir takım önemli olayların organize edildiği bir yerdir. Bir çizgi ile Vatikan – Roma ayrımına sahip olması ilginç bir başka noktadır.

 

32. *San Pietro Bazilikası :

Roma gezilecek yerler listemizdeki en önemli dini yapıdır. Hrıstiyan dünyasının en büyük bazilikası olan San Pietro’da aynı anda 20.000 insan dua edebilir. 

San Pietro Bazilikası (Aziz Petrus Bazilikası, İng: St Peter’s Basilica, İta: Basilica di San Pietro in Vaticano), Hristiyan dünyasının en büyük bazilikasıdır. Vatikan’da yer alan bu bazilika 186 metre uzunluğundadır, 136 metre yüksekliğinde bir kubbeye sahiptir, ön yüzü 114 metre genişliğinde ve 47 metre yüksekliğindedir. 22.000 metre karelik alanı ile bu devasa ibadethanede 20.000 insan aynı anda dua edebilir.

San Pietro Bazilikası yaklaşık MS 4. yüzyılda İmparator Constantine’in isteği üzerine Saint Peter’ın şehit düştüğü yerde inşa edilmiştir. Zamanla bazilika büyümüş ve zenginleşmiştir. İlk restorasyon çalışması 15. yüzyılda papanın isteği üzerine yapılmıştır. Bu çalışma Roma Rönesans ve Barok tarzında yapılmıştır. Kubbenin planı Michelangelo’ya aittir, fakat bunu tamamlayamamıştır. Michelangelo’nun çizimlerine göre kubbeyi 1588 – 89’da tamamlayan kişi Giacomo Dalla Porta’dır.

 

San Pietro Bazilikası ‘nın Kubbesi

San Pietro Bazilikası’nın en üstünde yer alan 42 metre çaplı kubbe gezginlere büyüleyici bir Roma manzarası sunuyor. Kilise haricinde ayrı bir girişi bulunan kubbeye dilerseniz merdivenlerle dilerseniz de asansörle çıkmanız mümkün. Eğer asansörle kubbeye çıkmayı düşünüyorsanız maceraya hazır olun çünkü yaklaşık 320 basamaklı ayrıca dar, kasvetli bir yolculuk sizi bekliyor. Kubbeye çıkmanın en mantıklı yolu ise asansör. Gelelim kubbe çıkış ücretlerine. Kubbeye asansör ile çıkmak isterseniz çıkış ücreti 7 Euro , merdiven çıkış ücretsi ise 6 Euro . Kubbeye Nisan-Eylül arasında  08:00-18:00 saatleri arasında , Ekim-Mart arasında ise 08:00-16:45 saatleri arasında çıkabilirsiniz.

 

33. *Sistine Şapeli

Hiç şüphesiz ki dünyanın en değerli sanat eserlerinin bulunduğu bir şapeldir. Michelangelo’nun “Yaratılış” eseri gibi bir çok esere ev sahipliği yapar. 

Sistine Şapeli (İng: Sistine Chapel, İta: Cappella Sistina), hiç şüphesiz ki dünyanın en değerli sanat eserlerinin bulunduğu bir şapeldir. Vatikan Müzesi turunun son durağı olan şapel, her yıl dünyanın dört bir köşesinden gelen turistlerin turu sabırsızlıkla ulaşmaya çalıştığı noktadır. Sistine Şapeli ‘ne adım atıp büyülenmemek imkansız. Yerden tavana kadar her nokta ayrı ve değerli bir sanat eseri ile kaplı.

Sistine Şapeli dışarıdan tamamen farklı bir görüntü verir. Sağlam duvarları ve korumaları ile çok gizli ve özel bir bölümdür. Bu ünü sağlayan en önemli kişi Michelangelo’dur. Buradaki çalışmaları paha biçilmeyecek kadar değerlidir.

Normalde sanatçılar çalışmalarını asistanların yardımı ile tamamlardı. Usta, ana çalışmayı tamamlarken çırak küçük detaylarla ilgilenirdi. Sistine Şapeli ‘nde durum böyle değildir. Bu harika yer tek bir kişinin çalışmasıdır: Michelangelo!

Şapel adını Papa Sixtus VII ailesinden alır. İnanması belki de güç ama yıllar sonra dünyanın en önemli dini merkezlerinden biri haline gelen bu yerin çok sıradan bir başlangıç hikayesi vardır. Yapım amacı yalnızca sade bir saray şapeli inşa etmekti. Fakat günümüzde hem dini hem de mimari ve sanatsal açıdan oldukça değerli bir noktadır.

 

Vatikan Saraylarının yeni bir ibadethaneye ihtiyaç duyması ile başlayan Sistine Şapeli serüveni mimar Giovannino De’Dolci tarafından 15. yüzyılda dizayn edilmiştir. Mimar, İncil’de geçen bir tapınağa benzettiği bu şapelde 40 metreden uzun olan 7 ayrı kata yer vermiştir.

Papa Sixtus VII, Sistine Şapeli’nin duvarlarının Yahudi – Hrıstiyan dünyası için Hz. Musa’nın hikayelerini tasvir eden resimlerle yapılmasını istemiştir. Bu resimler için Botticelli, Rosselli, Perugino ve Ghirlando gibi isimler çağrılmıştır. Amaç İncil’de geçen hikayeleri resme dökmektir.

Sistine Şapeli’nin ilk yılları çok huzurlu geçmedi. Fakat bu durum bir başyapıtın oluşturulmasını sağladı. 1500lerin başında tüm binalar genişletildi. Bu durum şapel için büyük sorunlar teşkil etti. Tavanında büyük bir çatlak meydana gelince çatı kısmı kilitlenip metal yapılar ile desteklendi. Freskler de zarar görünce yeni Papa, Julius III, Michelangelo’dan tavanı yenilemesini istedi. Fakir, yalnız ve mutsuz olan Michelangelo burada harikalar yarattı. Çalışması 1512 yılında törenle açıldı. En dikkat çeken kısmı ise tavanın tam ortasında yer alan Yaradılış isimli Adem’in yaratılışı ve Tanrı resmidir.

 

34. *Vatikan Müzesi : 

Dünyanın en büyük Roma müze kompleksidir. Yüzyıllar boyunca tarafından toplanan değerli resim, heykel, harita gibi sanat eserlerini bünyesinde barındırır. 

Vatikan Müzesi (İng: Vatican Museums, İta: Musei Vaticani), dünyanın en büyük Roma müze kompleksidir. Yüzyıllar boyunca farklı papalar tarafından toplanan değerli resim, heykel, harita gibi sanat eserlerini bünyesinde barındırır. Müzenin ana kısmı 1503 -1513 yılları arasında Julius II tarafından oluşturulmuştur.

Vatikan Müzesi ‘nde yer alan eserler orijinal olarak Rönesans dönemi Papaları Julius II, Innocent VII ve Sixtus IV için yapılmışlardır. Diğer çalışmaların çoğu 18. yüzyılda yapılarak sergilenmeye başlanmıştır.

Kompleks içerisinde ziyaret edilecek birçok yer vardır. Fakat en çok dikkat çeken noktalar şunlardır: *Sistine ŞapeliRaphael’in Odaları ve Etrüsk Müzesi.

Vatikan Müzesi, bir bronz kapı ile sizi gerçek dünyadan alıp hayal dünyasına götürür sanki. Bu kapı ile ayrıca Roma’dan dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan’a geçmiş de olursunuz. Yaklaşık 42.000 metre karelik alanı kaplayan bu yerde 70.000 den fazla sanat eseri görülebilir. Tüm bunları bir güne sığdırmak ise imkansızdır! Yorulduğunuzda bahçesinde bir mola verip bir şeyler yiyebilirsiniz.

Müzenin her bir köşesi dikkat çekerken en çok ziyaretçi çeken kısım Michelangelo’nun eseri Sistine Şapeli‘dir. Yıllar içerisinde yeniliklerin de yapıldığı müzede, modern görünümlü dönen merdiven de yeni fakat sanat düzenini bozmayan bir kısımdır.

 

35. *Vatikan Bahçeleri (İng: Gardens of Vatican City, İta: Giardini Vaticani): 

Vatikan’ın yarıdan fazlasını kaplayan park ve bahçelerdir. Ülkenin güney ve güneydoğusunda bulunur. Bahçelerin içerisinde “Radyo Vatikan” gibi binalar da bulunur. Yaklaşık 23 hektar kaplayan Vatikan Bahçeleri’nin büyük bir kısmı Vatikan Tepesi’ndedir. Bahçe ve parklar Rönesans ve Barok döneminde kurulmuştur ve birçok bitki çeşidine ev sahipliği yaparlar.

 


ZİYARETÇİ SAYACI
 
  Online Ziyaretçi Sayısı : 4
  Bugünkü Ziyaretçi Sayısı : 2
  Dünkü Ziyaretçi Sayısı : 21
  Bu Ayki Ziyaretçi Sayısı : 91
  Toplam Ziyaretçi Sayısı : 63573
SOSYAL BAĞLANTILAR
H.Levent ÜSTÜN - Her Hakkı Saklıdır © 2015
hlustun@hotmail.com