Gezi Rehberleri-Lüksemburg
Ana Sayfa
Hakkımda
Albüm
Onur Sayfası
Atatürk Sayfası
Üstün Soyağacı
Ziyaretçi Defteri
İletişim


T.C. Merkez Bankası
Döviz Kurları
Döviz
Alış
Satış
USD
32.6301
32.6889
EUR
35.3205
35.3841
GBP
41.6363
41.8534
SAR
8.6985
8.7142
JPY
20.2472
20.3813
RUB
0.36903
0.37385
 
Hava Durumu

ANKARAANKARA

ANKARA
Site İçeriği
.  Hakkımda
.  Albüm
.  Onur Sayfası
.  Atatürk Sayfası
.  Üstün Soyağacı .  Ziyaretçi Defteri
.  İletişim
.  Genel Hususlar
.  Tarihi ve Güncel Olaylar
.  Gezi Rehberleri
.  Mesajlarım
.  Haftanın Sayfası
.  Kur'an-ı Kerim Meali
.  Türkçe İsimler Sözlüğü
.  Ülkeler
.  İllerimiz
.  E-Kitaplar
.  Soru Cevap  
.  Haberler
Kardeş Web Siteleri
.  www.besahukuk.com
.  www.kalpakogullari.hleve
ntustun.com

.  www.sinavanaliziyap.hlev
entustun.com

.  www.karikmefrusat.com

GEZİ REHBERLERİ (LÜKSEMBURG-LÜKSEMBURG)

1. *Place D’armes :  Kısa ismi olarak “Pless” kullanılır. Özellikle, yaz aylarında, yerli ve yabancı birçok kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Ama, başlangıçta, askeri bir tören alanı olarak kullanılmıştır.
Dizayn edilen alanda, 1554 yılında, büyük bir yangın çıkmıştır. 1671 yılında ise, İspanyol mühendis Jean Charles tarafından, aynı yerde, daha küçük bir meydan dizayn edilmiştir. Biraz önce söylediğim gibi, bunun yapılış amacı, askeri törenlerin icrasıdır. Alan, ıhlamur ağaçlarıyla çevrilidir. Günümüzde, burası yaya bölgesi olarak kullanılır. Yaz aylarında: kaldırımlar, sayısız kafe ve restoranlar ile çevrelenir. Müzik gurupları, her yaz akşamı, burada konserler düzenlerler. Ayrıca, alışveriş bölümünde söz ettiğim gibi, her ayın 2 ve 4’ncu cumartesi günleri, burada “bit pazarı” düzenlenir. Aralık ayında ise, Noel pazarı düzenlenir.
Meydanın doğu ucunda: Cercle Belediyesi binası bulunur. Yapı, 1906 yılında tamamlanmıştır ve 1909 yılında iç çalışmaları bitirilmiştir. Cephesinde: Lüksemburglu sanatçı Federspiel tarafından yapılan bir heykel görülmektedir. Bina: 1969 yılına kadar, “Avrupa Adalet Divanı” olarak kullanılmıştır. Aynı tarihten sonra ise, Palais Belediyesi tarafından teslim alınmış ve çeşitli kutlamalar ve kültürel etkinlikler için kullanılmaktadır.
Meydanın batısında: “Dicks-Lentz Anıtı” isimli bir anıt görülüyor. Bu anıt: Pierre Federspiel tarafından yapılmıştır. Anıtta, iki ulusal şair (Dicks ve Michel Lentz) tarafından yazılmış milli marşın sözleri görülmektedir. Anıtın tepesindeki aslan, büyük dukalığı temsil eder. Genel olarak “demir-çelik” endüstrisini temsil eden anıt, Lüksemburglular olarak slogan olarak kabul edilen sözleri içermektedir.

2. *Place Guillaume (II):  Şehrin güneyindeki bir kent meydanıdır. Meydanın batısında: Lüksemburg City Hall bulunur. Güneybatısında ise, bir atlı heykel bulunur. Heykel: Büyük Dük II. William’ı temsil etmektedir. Meydanın ismini etkileyen özelliği, meydanın doğusundadır. Meydan: özellikle heykel çevresinde daralır ve ağaçlarla çevrilir.
Meydan alanında, daha önce bir “Frensisken Manastırı” bulunduğu için, buraya halk dilinde “Knuedler” ismi verilir. 1797 yılında, Fransız askerleri, Fransız devrim savaşları sırasında, buradaki bu manastırı işgal etmişlerdir. 1804 yılında, Napolyon, şehri ziyaret ettiğinde, meydanı, Dük II. Guillaume’ye sunmuştur. 1829 yılında, meydan, Belçikalı mimar Justin Remont tarafından yeniden dizayn edilmiştir. 1838 yılında ilk kent konseyi tarafından kullanılan, Belediye Binası tamamlanmıştır. Bu bina: Grandük II William tarafından, 1844 yılında hizmete açılmıştır ve zaten, kendisinin bir heykeli de meydanda bulunmaktadır.
1991 yılından bu yana, her yıl, meydanda, açık hava müzik festivali düzenlenmektedir. The Rock um Kneudler konserleri olarak isimlendirilen bu konserler: 1991 yılından bu yana bu meydanda ücretsiz olarak yapılır ve halkın katılımı sağlanır ve binlerce kişi tarafından izlenir. 1995 yılından sonra, bu konserler uluslar arası düzeyde yapılmaya başlanmıştır.

3. Şehir Katedrali (P.T.) muhtemelen  *Cathedrale Notre Dame:  Ülkenin: Meryem Ana’ya adanmış, en büyük dini yapısıdır. Yapının ilk yapılışının, 1613 yılına kadar gittiği ve aynı yıl, burada bir Cizvit kilisesinin kurulduğu söylenmektedir.

Günümüzdeki yapının mimarisi, gotik mimari özellikleri göstermektedir. Kilise yapısı: 1870 yılında, Papa tarafından kutsanmış ve katedral haline gelmiştir. Yapı: 1935-1938 yılları arasında genişletilmiştir. Yapının merkezinde, ünlü Lüksemburklu heykeltıraş Lucien Wercollier tarafından yapılan bir bronz heykel bulunmaktadır.

4. *?Wenzel Walk Mahallesi:  Şehrin en eski mahallelerinden birisidir ve geçmişi, yaklaşık 1000 yıl öncesine kadar gider. Mahallenin: 1383-1419 yılları arasında, Lüksemburg Dükü II. Wenceslas’a vergi ödediği, kayıtlarda görülmektedir.
Burada, ilk yerleşim: 963 yılında, Kont Siegfried tarafından, Alzette nehrine bakan bir kayalık üzerinde kale inşa edilmesiyle yapılmıştır. Bu kale: diğer Avrupalı güçler tarafından sürekli ele geçirilmeye çalışılır. Bunlar arasında: İspanyollar, Fransızlar, Avusturyalılar, Prusyalılar ve Almanlar sayılabilir. Çünkü: burası, Fransa ve Almanya arasında sıkışmış ve çevresine hakim, doğal bir oluşumdur. Bu yüzden, sürekli çalkantılı bir dönem geçirmiştir.
Bu mahallede, rehberli bir tur ile gezinmenizi öneririm. Bu gezinizde: gayet güzel ve yeterli tabelalarla, gezi istikameti belirtilmektedir.
Gezi parkurunda: 14’ncü yüzyıldan günümüze gelen: kale surları, tüneller, kuleler, köprüler, hareketli caddeler görebilirsiniz. Ayrıca, çevrenin panaromik manzarası da muhteşemdir.
Dar bir vadide ilerlerken: çeşitli köprü ve viyadükler üzerinden geçeceksiniz. Başlangıç noktası: Bock Promontory denilen ve Lüksemburg kalesinden daha muhteşem bir yerden başlanılıyor. Bu noktada: Jacob kulesinde, tarihi ve görsel-işitsel bir anlatım yapılıyor. Bock denilen bu bölgenin altında: şehrin farklı bölgelerine erişimi sağlayan, nemli tüneller uzanıyor. Bu tüneller: farklı dönemlerde, buraya yapılmış ve özellikle II. Dünya savaşında, bombardımanlar sırasında sığınak olarak kullanılmıştır. Tüneller günümüzde, küçük doğal açıklıkları, zayıf elektrik ışıkları, merdivenleri ile, ürkütücü bir görünüm sunuyor. Ama, bu muhteşem tahkimat: buranın, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmasını sağlamıştır.
Yürüyüş, Alzette nehrinin yeşil sularının kenarında, işgal etmek üzere bölgeye gelen kuvvetleri engellemek için yapılan su setinin yanında devam ediyor ve şehrin en eski kilisesi olan St. Ulric yakınlarında bitiyor.
Evet, 100 dakikalık bu yürüyüş sırasında, 1000 yıllık bir tarihi süreci yaşıyorsunuz. Kesinlikle, burayı görmenizi öneriyorum.

----------

5. *Musee National D’histoire Et D’art Luxembourg-Ulusal Tarih Ve Sanat Müzesi: Şehirde: tarihi merkezde, Fish Market caddesi üzerindedir. Kısa adı: “MNHA” olarak bilinir.
Şehrin ve küçük ülkenin en büyük müzesidir.
Müzede: Roma ve Ortaçağ dönemlerine ait tarihi eserler bulunmaktadır. Ayrıca: sanat eserleri ve şehrin tarihine ait çeşitli objeler sergilenmektedir.
Bunların yanında: Lüksemburg’da hayat isimli bir bölüm var. Burada: süsleme sanatları ve halk sanatları ve gelenekleri sergileniyor. Ayrıca, çevre ülkelerin dekoratif sanatları da sergileniyor. Başka bir odada, Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden temin edilmiş, cam üzerine resimler var.

6. Dükler Sarayı (P.T.) muhtemelen *Palais Grand Ducal:  1570’li yıllarda, İspanyollar döneminde yapılan yapının mimarı tarzı: Kuzey Afrika esintileri taşımaktadır.  Aslında bir anlamda, kraliyet ailesine yaraşır bir saray denilse de, günümüzde, kraliyet ailesi bu sarayda yaşamıyor. Ama, başlangıçta, Lüksemburg Büyük Dükü’nün resmi konutu olarak yapılmıştır.
II. Dünya savaşında ise, yapı, Naziler tarafından konser salonu ve lokal olarak kullanılmıştır. Ancak, bu kullanım sırasında, saraya büyük hasarlar verilmiş, mobilyaları ve sanat koleksiyonu hırpalanmıştır. 1945 yılında, Büyük Düşes Charlotte ülkeye sürgünden dönünde, burada yaşamaya başlamıştır. Ancak, yapı 1960 yılında yeniden dekore edilmiş ve 1991-1996 yılları arasında ise, büyük restorasyona tabii tutulmuştur.
Evet, gelelim günümüze, Saray, günümüzde ziyarete açıktır. Burası, Grandük resmi ikametgahı olarak kullanılıyor ve Lüksemburg askerleri tarafından korunuyor. Ülkeyi ziyaret eden yabancı devlet adamları, burada ağırlanıyor. Yıl boyunca, birçok resepsiyonlar veriliyor.

7. *Musee D’histoire De La Ville De Luxembourg-Şehir Tarihi Müzesi :  Müze: Saint-Esprit bölgesindedir. Yani, eski şehrin kalbindedir. Müzeye giriş ücretlidir: giriş ücreti, yetişkinler için 5 eurodur. Gençler için ise, 3 eurodur.
Bu müze, Lüksemburg şehrinin tarihi anlatmaktadır. 1996 yılında, Lüksemburglu mimar Conny Lentz tarafından yapılmıştır. Müze binasında: özellikle cam cephe ve katlar arasındaki geniş panaromik manzaralı asansörler de ilgi çekmektedir. 18 m.karelik bu asansör, dakikada 65 kişiye hizmet verebilmektedir. Düşük hızla ilerleyen bu asansörlere bindiğinizde: katlarda gömülü belirgin kayaları hayranlıkla izleyebilir ve Grund tepesinin panaromik manzarasını izleyebilirsiniz.
Müze, iki bölümden oluşmaktadır. Müzede, yerli ve yabancı halk kültürleri ve toplumsal konuları içeren geçici sergiler düzenlenmektedir. Geçici sergiler, 1.katta: 18-19 nolu odalarda görülüyor.
Ayrıca, yıl boyunca, çağdaş sanatçıların eserlerinin bulunduğu daimi koleksiyon sergilenmektedir. Diğer bölümlerde ise, 1839 yılından günümüze kadar olan süreçte, Lüksemburg’un evrimi, tarihi geçmişi anlatılmaktadır. Müzede, dokunmatik ekranlar var, bunlar ile şehrin kentsel gelişimi de görülebiliyor.

8. *Chemin De La Corniche-Yaya Yürüyüş Bölgesi :  Burası, şehirde, çok keyifli bir yürüyüş yoludur. Ancak, Avrupa’nın en güzel balkonu olarak da değerlendirilmektedir. Bu doğal yürüyüş yolu, St.Esprit platosunda, Bock burnuna kadar gitmektedir. Bu yol; 17’nci yüzyılda İspanyollar ve Fransızlar tarafından inşa edilen surların, 1860 yılında tasfiye edilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Burada, eski şehir duvarları boyunca, Alzette nehrinin kıyısında, dar bir vadi izlenir. Yol: Citadelle du St Esprit kalesi ve 1632 yılında inşa edilmiş olan şehir kapısı Grunder kapısı ile Bock burnunu birbirine bağlar.
Yürüyüş yolu: Saint Esprit nehrinin vadisi ve panaromik şehir manzarası sunmaktadır. Bunun yanında: Petrusse ve Alzette vadileri ve Grund bölgesinin muhteşem manzarasını görebilirsiniz. Ayrıca, Arnavut kaldırımlı sokakları ile insanların ilgisini çekmektedir.
Evet, burada, 100 dakikalık bir yürüyüş sırasında, 1000 yıllık bir geçmişi görebilirsiniz. Bu zengin yürüyüş yolu, sizi, şehrin en eski mahallelerine götürür. Zaten, şehrin bu eski bölümleri, UNESCO tarafından, koruma altına alınmıştır. Kale köprüsü: kırmızı kumtaşından, 1735 yılında yapılmıştır. St.Ulric ise, şehrin en eski kilisesidir.

---------

9. *Petrus Vadisi (P.T.) :

---------

10. *Musee D’art Moderne Grand-Duc Jean-Grandük Jean Modern Sanatlar Müzesi: Müze: Dral Eechelen Park alanı içindedir.
Müzenin kısa ismi “MUDAM” dır. Yani, bu müze “MUDAM LUXEMBOURG” olarak biliniyor.
1999 yılında başlayan inşaat sonucu, 2006 yılında ziyarete açılan müzenin binası, mimar Çinli-Amerikalı M. Pei tarafından yapılmıştır. Ancak, doğal çevre ile mükemmel bir uyum söz konusudur. Yapı: 4500 m. Karelik bir alana kurulmuştur.
Müze, yoğun ziyaretçi almaktadır, ilginizi çekebilecek eserler b ulunmaktadır, ziyaret etmenizi öneririm. Koleksiyonlar içinde:; teknik ve estetik formlarda, çağdaş yaradılışın tanıklık ettiği, resim, desen, heykel, fotoğraf ve aynı zamanda tasarım, moda, grafik tasarım ürünleri görülebilmektedir. Bu eserler, uluslar arası üne sahip, 100 den fazla sanatçı tarafından üretilmiş, 230 eserdir. Müzenin içinde, özellikle cam saray muhteşem.

11. *Philarmonie Luxembourg Grande-Duchesse Josephine-Charlotte-Lüksembourg Filarmoni Orkestrası:  Burası, şehir merkezinde bir konser salonudur.
2005 yılında açılmıştır. Salonun inşa edilmesi sebebi: Lüksemburg şehrinin, 1995 yılında, Avrupa Kültür Başkentliğine aday gösterilmesidir. Bunun üzerine, Lüksemburg Parlamentosu, 1997 yılında, bu konser salonunun yapılmasına karar verir ve yapılan yarışma sonucunda seçilen proje uygulamaya konulur. Salonun inşaatı: 2002-2005 yılları arasında sürdürülür.
Yapının mimarı: Christian de Portzamparc’dır. Cephede: 823 tane, 3-4 sıra halinde düzenlenmiş, beyaz çelikten sütunlar görülmektedir. Yapı içindeki, üç salonun akustik düzeni: Çinli Albert Yanying tarafından yapılmıştır.
Sonuçta, konser merakınız olmasa da, salonun mimari görünümü mutlaka ilginizi çekecektir.

---------

12. Eski Şehir Merkezi (P.T.) :

---------

13. *Musee D’historie National Militaire-Askeri Tarih Müzesi:  Kısa ismi “NMMH” olarak bilinir. Bamertal-Diekirch bölgesindedir. Savaş üzerine oluşturulmuş, büyük bir müzedir.
Müzede: askeri araçlar ve silahlar bulunmaktadır. Ayrıca, fotoğraf arşivi bulunmaktadır. Müzenin binası ise: 1944-1945 yılları arasında, şehirde kullanılan “eski bira fabrikası” dır. Müzede özellikle: Amerikan askerlerinin, Dünya savaşı sırasında, askeri operasyonlarda kullandıkları malzemelerin teşhir edilmesidir. Özellikle, Amerikan 5. Piyade Tümeninin, nehir geçişinde kullandıkları gereçlerdir. Bunlar, manken askerler ile birlikte canlandırılmıştır.
Müzenin ikinci kısmı: Lüksemburg tarihine adanmıştır.


ZİYARETÇİ SAYACI
 
  Online Ziyaretçi Sayısı : 26
  Bugünkü Ziyaretçi Sayısı : 29
  Dünkü Ziyaretçi Sayısı : 54
  Bu Ayki Ziyaretçi Sayısı : 429
  Toplam Ziyaretçi Sayısı : 58428
SOSYAL BAĞLANTILAR
H.Levent ÜSTÜN - Her Hakkı Saklıdır © 2015
hlustun@hotmail.com